Siyaset ve körlük. Zıkkım siyaset öyle bir iş ki adamı kör eder 130 km hızla giden kör gider ve çok kötü toslar ve biter. Siyasi sorumluluk öngörü ister, fedakarlık ister, samimiyet ister, en önemlisi de siyaseten kör olmamayı gerektirir. Siyasetçi bulunduğu yerde kaldığı her an verimli olursa dua alır. Yok kör de olursa yapacak bişey yok. Öyle zor bir iş ki siyaset anında etrafını sararlar ve çembere alırlar yalan dolanla yağ çekerek siyasetçinin önünü görmesini engellerler kör ederler ve acımadan harcarlar. Körün yol gitme doğruları görme imkanını yok ederler. Siyasetçi isterim ki bu çembere teslim olmasın, hakkı hukuku halkı ve doğruyu göre, çemberi de paramparça ede. Yoksa “Emret abim hay hay abim baş üstüne abim” der, öyle hatalar yaptırırlar ki kör ederler adamı. Bu siyasinin sonudur. Kör edenler ise genleri gereği kör edip yok ettiklerine el sallar, yeni gelene abi demeye başlarlar ta ki onu da haklayana kadar. Tüm bunları yapanların gayesi ise adam yerine konmak, biraz menfaatlenmek, bir de güç kazanmaktır. Kılavuzunu yanlış seçenin burnunun nerden çıkmayacağı atasözüdür. Kör edilen de 130 km hızla giderken sonu bellidir.
Zeki DİŞKAYA
Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
