Gazeteciler, akademisyenler, hukukçular, araştırmacılar ve meslek örgütü temsilcilerinin katılımıyla Medya Dayanışma Platformu üyeleri Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ile Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti, Gaziantep Basın Cemiyeti ve Malatya Gazeteciler Cemiyeti başkanları “Medya Konferansı 2024 - Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” başlıklı konferans ve çalıştayda hem güncel konuları hem de mesleğin geleceğini ele aldılar. Konferansa meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra gazeteciler, akademisyenler, hukukçular ve araştırmacılar katılım gösterdi.
Siyasi iklim, son dönemlerde yaşanan dezenformasyon dahil siyasi erkin sektöre yönelik dayatmacı ve biatı zorlayan uygulamaları, medya sahiplik durumu, mesleklerine medya kuruluşlarında devam edemeyen gazetecilerin işsiz kalması sonucunu doğurmaktadır. Bu durumdan ciddi endişe duymaktayız.
Teknolojik gelişmeler yanı sıra ülkemizin içerisinden geçmekte olduğu ekonomik, finansal ve siyasi savrulmayla gazetecilik mesleği ve onunla ilgili yasal mevzuatın yeniden ele alınması, sektörün bütünlüklü bir yasal çerçeveye kavuşturulması gerekmiştir.
Konferansın birinci gününde üç ayrı oturum yapıldı. Filistinli gazeteci Hasan Tahravi İsrail’in soykırımsal metodlarla Gazze’ye yönelik saldırılarında sivil halkın yaşadıklarını, 7 Ekim’den bu yana 141 gazetecinin öldürüldüğünü anlattıktan sonra Türkiye basınının sıkıntılarının ve çözüm önerilerinin görüşüleceği bir konferansta ilk konuşmacı olarak kendisine söz verilmesinin hem Filistin halkı hem de Filistin medyası ile dayanışmayı gösterdiğini vurguladı. Konferansta söz alan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Sekreteri Ricardo Gutierrez de radikalleşen Avrupa’da gazetecilik mesleğinin yaşadığı sıkıntıları anlatarak, Türkiye medya STK’larının Gazeteciler Cemiyeti çağrısıyla böyle bir konferansta bir araya gelmelerinin oldukça önemli olduğunu vurguladı.
İlk günkü oturumlarda “Yapay Zeka ve Medya”, “ Gazeteciliğin Zorlaşan Koşulları” “Medya ve Kadın”, “Yeni Medya Araçlarıyla Değişen Habercilik”, “Medya ve Hukuk”, “Uzman Gazeteciliği Neden Yok Oldu?” konuları ele alındı. Ayrıca Medya için Demokrasi projesi çerçevesinde hazırlanan Medya İzleme ve Mesleki Memnuniyet Anketi raporlarının sunumu yapıldı.
Konferansın ikinci gününde ise gazetecilik mesleğinin değişen tanımı ve yasal dayanaklarına ilişkin iki ayrı oturumda üç çalıştay gerçekleştirildi. “Meslek Olarak Gazetecilik”, “Gazeteciliğin Yasal Durumu (Medya Yasası Çerçevesi)”, “Gazetecinin Çalışma Yaşamı ve İhtiyaçları (İş Kanunu Çerçevesi)” başlıklı oturumlarda sahadan ve akademiden öne çıkan isimler yer aldı.
Oturumlarda, gazetecilik faaliyetlerine dönük otoriter hukuksal değişimler, dijital habercilik üzerindeki engeller ve ifade özgürlüğü sorunlarının yanı sıra platformlardaki algoritmik ve hukuki engeller tartışmaya açıldı. Her kesimden kıdemli gazetecilerin katıldığı tartışmalar sonucunda gazetecilik ürünlerinin “delil” kabul edilerek gazetecilerin yargılanmasının ve ceza almasının önlenmesi için daha güçlü bir dayanışma oluşturulmasının önemi vurgulandı. Meslek örgütlerinin mesleki düzenlemeler alanında fonksiyonlarının güçlendirilmesi gereğini dile getiren katılımcılar, özellikle etik ilkeler ve denetim konusunda ortak bir mekanizma gerektiği konusunda ortaklaştı. Avrupa Birliği örnekleri üzerinden gazetecilik ürünlerinin telif hakkı vurgulandı. Yapay zeka ve arama motorları gibi haberle beslenen uygulamalarda habercinin hakları ve yasal düzenlemelerin neler olması gerektiği tartışmaya açıldı.
Bununla birlikte gazetecilerin çalışma koşulları ve iş hukukuna dönük tartışmalar da oturumlarda ele alındı. İş hukuku uzmanı hukukçuların katılımıyla Basın İş Kanunu’nda yer alan ancak uygulanmayan olumlu düzenlemelere sahip çıkılması gerektiği vurgulandı. Basın İş Kanunu’nda son on yılda kaybedilen hakların yeniden tanımlanması ve yasal güvenceye kavuşması gerektiği belirtildi. Yeni gazetecilik pratiklerinin nasıl düzenlenebileceği ve serbest gazeteciler gibi yasada tanımlanmayan gazetecilerin haklarının yasal korumaya kavuşması gerektiğinde ortaklaşıldı.
Ayrıca, global ve ana akımda yaşanan sıkıntılara karşı gücünü artırabilecek yerel basın ve depremin yıkıcı etkisiyle var olma mücadelesine indirgenen Anadolu basını ile dayanışmanın artırılması üzerinde tam bir görüş birliği vurgulandı.
Kamu Hizmeti Yayıncılığı yapan TRT emekçilerinin statüsü de dile getirildi. TRT’de yetki ve özlük hakları tamamen Yönetim Kurulu tarafından belirlenen Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel (ÖHT) adı altında bir statü icat edilerek, gazetecilik daha farklı bir düzene taşındığı ifade edildi. Kurumdaki kadrolu muhabir ve yayıncıların görevsizleştirilerek, editoryal bağımsızlığın yok edildiği Haber-Sen tarafından iletildi.
Katılımcı medya sivil toplum kuruluşları, iki gün boyunca yapılan konuşma ve katkıların dökümünün alınmasına, bu dokümanın konferans ve çalıştayın toplanması amacıyla daha önce oluşturulan hazırlık grubunun geliştirilmesiyle kurulacak komitede ve ihtiyaç duyulması halinde uzmanlardan da destek alınarak incelemesinin, değerlendirilmesinin yapılarak sorunların tanımlanmasının yanı sıra çözüm önerilerinin geliştirilmesine ve sonbaharda toplanacak çalıştaya sunulmasına karar vermişlerdir. Sonbahar çalıştayında ele alınacak metin görüşmeler sonunda nihai hale getirilerek siyaset kurumuna sektörün değerlendirmesi olarak sunulacaktır.
Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti,
Basın Konseyi,
Çağdaş Gazeteciler Derneği,
DİSK Basın-İş,
Gazeteciler Cemiyeti,
Gaziantep Basın Cemiyeti
Haber-Sen,
İzmir Gazeteciler Cemiyeti,
Malatya Gazeteciler Cemiyeti
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
Parlamento Muhabirleri Derneği,
Türkiye Gazeteciler Sendikası