Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki DİŞKAYA Türkiye’nin gündemindeki konulara ilişkin aşağıdaki açıklamayı yaptı:
Devlet Akdeniz’e açılmış, gemiler hazine bulmuş, sondaj gemileri bütün tehditlere rağmen iş başında, etrafı savaş gemilerince sarılmış, havadan koruma altında. Karadeniz’de haklarımızı söke söke alan devlet Ege’de. Yunanlar panikte, 12 mil diyemez oldular. Libya’yla anlaşma imzalandı, resmen devlet kuruldu, ayakta tutuldu. Suriye’ye 200 bin tır silah yığan ve 60 bin kişilik donatılmış düşman gücüne karşı tokat atıldı, üsler kuruldu. Ve devlet kurulması şimdilik engellendi. Hala boğuşma sürüyor. Dur bakalım ne olacak? Kuzey Irak’ta şer odakları terörist yetiştirmesin diye gerekli adımlar atılıyor. Karabağ’da 40 yıllık işgal 40 günde bitirildi. Türk yurdu özgürleşti. İçerde alan hakimiyeti tamamen devlete geçti. Kalan, saklananlar da tek tek bulunup imha ediliyor. Tüm bunlar elbette silah desteğiyle yapılır. Gücün varsa yaparsın. Savunma sanayii şahlanmış. Sayfalara sığmayacak kadar araç gereç silah füze vs. yapılmış. Hem de yerli ve milli. Yapılan SİHA’lar, İHA’lar destan yazar. Bırakın bizim kullanımımızı dünyaya satar olduk.
GÜÇLÜ BİR TÜRK DEVLETİNİN SAHAYA İNMESİ HAÇLININ UYKULARINI KAÇIRMIŞ HALDE
Nasıl bunu engelleyeceğiz derdinde dünya. İçerde birlik olursa bir devlet dünya gelse gücü yetmez. İçerde nifak olursa işte o zaman iş zor.
İşte tam da bu noktada Sayın cumhurbaşkanı idealleri çok büyük halde ilerlerken maalesef ekip zayıf ve de sorunlu. İçerde algıları, siyaseti, olanı biteni doğru yönetemiyorlar. Bu da oy kaybıyla iktidardan uzaklaşmaya doğru götürüyor. Tedbir alınırsa toparlanır aksı halde durum vahim.
BEN SİYASETEN DEĞİL DEVLET AÇISINDAN BAKARIM OLANA BİTENE
Muhalefet elbette iktidar olmak için vardır ona göre çalışır. Muhalefetin bir görevi de mevcut iktidarın doğru yaptıklarını desteklemek, yanında olmak, yanlışlarını ortaya koyup doğruya zorlamaktır. Hele hele ülkeyi bölecek kavga edecek silaha sarılacak hiç kimse bu devletin mensubu ve siyasetçisi olamaz. Bu noktada devlet ve yargı işini yapar. Buna muhalefet dikkat etmiyor. Bu da insanların kafasında soru işareti bırakıyor. Düşünün doğal gaz bulunmasına bile bir “Doğrudur” diyemeyen muhalefete ne denir? PKK ile aynı safı benimseyen bir partiye Türkiye partisi denir mi? Bunlarla omuz omuza Mehmetçiği öldürmeye mi diye döner sorarlar adama! Yarın iktidar olduğunuzda Kuzey Irak, Suriye, Ege, Akdeniz, Karadeniz, Libya politikanız nedir diyende yok. Şahlanan savunma sanayini ne yapmayı düşünürsünüz diye soran yok biz soralım bari.
İktidar ise PEKER olayında süreci doğru yönetemedi. İddia iddiadır. Her iddiayı dinleyecek, süzgeçten geçirecek devletin kurumları vardır. Süratle bu yapılır ve belgelenebilen suç varsa gereği anında yapılır denmeliydi ve hala da bu adım atılabilir. Yoksa milletin midesi bulanır ve bu iktidarın oy kaybıyla sonuçlanır. Ayrıca hırsızlık, yolsuzluk veya yasadışılık iddiası bile yeterli sayılıp yasal olarak ilgililer anında olaya bakmalı ve sonucu da kamuoyuyla paylaşmalıdır. Bu iddialara cevap vermesi gerekenler ise siyasiler asla değildir, hukuktur. Öyle ki hukuk tüm iddiaları didik didik incelemeli. Eğer Peker’in ailesine dönük bir hukuksuzluk varsa ona bile gerekli işlem yapılmalıdır. Hukuk isim bilmez olana bakar.
Sonuç şudur. Mevcut hükümet attığı adımlarla birilerini çok ciddi şekilde rahatsız etmiş ve ürkütmüştür. Onlar da hükümeti alaşağı etmek için birkaç teşebbüste bulundular ama olmadı. Şimdi de sandıkta sonuç almaya çalışacaklardır görünüyor. ABD hangi muhalefet partisine ne kadar yardımda bulundu?
İktidar ise çok radikal ve seri adımlar atıp, ekiplerini yeniden dizayn etmez, adı şaibeye bulaşanı kapının önüne koymaz, hukuku işletmez ise tüm bunlarla başa çıkması zor gibi. Sandık için her şey mubah denir halde. Görünen manzara bu.
ZEKİ DİŞKAYA
AGC BAŞKANI