Bir ilin kalkınabilmesi için omurgalı basın o ilin olmazsa olmazıdır. Basın bir ilde omurgalıysa, gerçekleri yazıyor, takip ediyor, soruyor sorguluyorsa o ilin sorunları gündemde olur ve çözülür. Yok sadece güç sahiplerine itaat tek hedefse vay o ilin haline.
Basın mensubu olan kurumlar, ekonomik özgürlükleri olan kurumlar olmalıdır. İlimizde örnek istenirse maalesef kapanan Bugün Gazetesi. Halk ilanla, reklamla, aboneyle omurgalı basın kurumlarına destek vermelidir. Basın kurumları da minnetsizce sorunları işlemeli ve kamuoyunun gündemine almalıdır.
Devlet memurundan basın mensubu olursa devlet memuru ancak oturduğu yerin derdine düşer. Onun bunun yanında maaşlı çalışandan da basın mensubu olamaz çünkü kişi maaşını verene mahkumdur, objektif hareket edemez.
Gerçekten basın sektöründe hakkıyla işini yapacak babayiğit varsa ekonomik olarak özgür olmalıdır. Ekonomik özgürlüğü olmayan basından özgürce yayın beklenemez. Olsa olsa yerini yapmak için “Çok Yaşa Padişahım” diyen olur. Terfi bekler, rütbe bekler, ilgi bekler, alaka bekler, aferin bekler ve ilin sorunları güme gider. Onun bunun yardımıyla ayakta kalan basın mensubu onun bunun adamı olur. Kamuda iş kovalar, önünün açılmasını bekler, buna göre davranır. O yüzden TGK’nın hazırlayıp ilgili kurumlara sunduğu yasalar süratle yapılmalıdır. Basın işleyişi ve icrası yasal zemine oturtulmalı. Ekonomik olarak da TRT gibi yerel basın desteklenmeli.
Kamuoyundan bilinçli şekilde ne zaman destek gelirse o zaman basın gerçek işini yapar yoksa daha çok basından mertçe duruş bekleriz.
Zeki DİŞKAYA
Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
