Tarih: 25.06.2021 14:25

KORKUT’la Söyleşi

Facebook Twitter Linked-in

Adıyaman Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü İskender KORKUT ve Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki DİŞKAYA arasında olan söyleşide görüşmede gündeme dair konulara değinildi.

KORKUT: Konuya bölgesel sorunlara değinerek başlamak istiyorum. Bölgede gündemi nasıl görüyorsunuz?

Z. DİŞKAYA: Pandemi dolayısıyla özellikle bölge piyasasında ciddi bir daralma, esnaflarımızda da ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Temennimiz bu olumsuz sürecin bir an önce bitmesi ve piyasanın rahat bir nefes almasıdır. Tabi bunun kendiliğinden olması da mümkün değil. Sivil toplum örgütlerinin, kamuoyunun, üretenin, yönetenin, sorumluluk taşıyanın belli bir planlama dahilinde hareket ederek ellerini taşın altına koymasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Beklentimiz de bu yönde…

KORKUT: Sizce terör biraz gündemimizden uzaklaştı mı?

Z. DİŞKAYA: Çok şükür terör ülkenin gündeminden düştü gibi. Devletin terörün üstüne istikrarlı bir şekilde gittiğini ve saha hakimiyetini elde ettiğini görüyoruz. Ancak bunun kalıcı hale getirilmesi için yapılması gereken daha çok şey var. Örnek verilecek olursa, bence yöreyle ilgili ciddi bir planlama yapmak önemli bir adımdır. Devlet, yöreye istihdamla ilgili yatırımlar yapmalı. Belediyelere de iş düşüyor. Belediyeler burada öncülük yaparak istihdama ciddi katkılar sağlayabilir. Ama maalesef ben bu ufku göremiyorum, üzülüyorum. Atıyorum, Güneydoğu’da bir belediye bulunduğu ilde bir şirket kursa ve hissenin yüzde 30’unun da sahibi kendisi olsa, vatandaş geri kalan yüzde 70’e güvenli bir şekilde ortak olur. Ve üretime dönük olan bu fabrikaya ortak olan vatandaşlar hem bu fabrikanın sahibi olur, hem de çalışanı olur. Devletin bir biriminin mutlaka yörede bu tarz oluşumlara öncülük etmesi lazım. Yöre halkı yıllarca bu terörün altında, PKK illetinin baskısı altında ezildi. Sanayi, yatırım göremedi. Bundan dolayı da önünü göremiyor. Bu insanlara da en emin olan devlet öncülük etmek zorundadır. Bu vesileyle devletin mutlaka ama mutlaka belirli bir planlama dahilinde bu yörede olması lazım. Geç kalıyoruz. Terör biter ama bu adımlar atılmazsa terör mevcudiyetini yine korur. Bu çok tehlikeli…

KORKUT: Eskiden Güneydoğu’dan ve Doğu’dan, Batı’ya bir göç vardı. Ancak pandemiden dolayı bu göçün yeniden tersine döndüğü yönünde bir kanaat oluştu. Siz de bu görüşe katılıyor musunuz?

Z. DİŞKAYA: Bazen musibetler hayırlı şeylere de vesile olabiliyor. Virüsün kalabalık ortamlarda daha fazla bulaşma riskinden dolayı metropollerde bulunan insanlar, daha tenha, daha kırsal olan memleketlerine yeniden göç etmeye başladı. Ancak bu fırsatı iyi değerlendirip, bu durumu kalıcı hale getirmek için bu bölgedeki istihdam olanaklarının arttırılması gerekiyor. Bu şekilde metropollerin de yükü hafifler.

KORKUT:  Sizce Adıyaman’ın çözülmesi gereken en acil sorunu nedir?

Z. DİŞKAYA: Sivil toplum kuruluşlarının liyakat esasına göre belirlenmesi. Birinci öncelik budur. Eğer biz 40 tane sivil toplum kuruluşunun başına layık olan 40 tane yönetici seçme becerisini gösterebilirsek o 40 tane adam siyaseti her işte harekete geçirebilir. Ankara’ya proje yağdırır, insanların seçimlerini daha doğru yapmasını sağlar… Bunun için öncelikle değerli 40 tane adama ihtiyaç var. Mercedes’e binme meraklısı olmayan, dört tane sekreteri olan değil, yüreği memleket sevdasıyla çarpan 40 STK başkanı… Ben 40 diyorum bu 50 de olabilir. Sivil toplum kuruluşlarını ben önemsiyorum. Çünkü STK’lar bir ilin dinamiğidir. Eğer o çarkı bir döndüre bilirseniz, o belediye başkanını, milletvekilini Ankara’yı çalıştırır. İle yatırım gelmesi için Ankara’da karargah kurar. Şu an ki duruma baktığımızda yatırımcı geliyor Organize Sanayi Bölgesi’nde yer yok. 6. Bölgeye alındık ama OSB’de yer olmadığı için bunun yararlarından bir türlü faydalanamadık. Bunu defalarca söylememize rağmen birileri halen siyaset yapıyor. Biz siyaset derdinde değiliz, memleket derdindeyiz. Bin 200 kişilik bir Gaziantep firması yatırım için geldi ancak yer bulamayınca yatırımını Malatya’ya yapmak zorunda kaldı. Bu çok acı bir durum. Bunun yanında bir yatırımcı Niğde’ye, dış cephe üzerinde yatırım yapacak olan bir yatırımcı yine Malatya’ya gitti. Çünkü OSB de yer yok. Bu sorunlarında temeli plansızlıktır. Bu sorunları çözmemizin tek yolu çok dişli, çok güçlü, biraz da deli bir sivil toplumdan geçer. Aksi takdirde akıllıkla bu iş olmuyor.

KORKUT: Delilikten kasınız derken?

Z. DİŞKAYA: Yiğit, gözü kara, hesap kitap yapmayan ve kafasının arkasında bir şey taşımayan… Deli derken bunu kastediyorum.

KORKUT: Sulu tarım uzun zamandır Adıyaman’ın gündeminde tutuluyor. Bir yanan Koçali Barajı, diğer yandan Gömükan Barajı, bunların yanında çevrede yapılan barajlar var. Bölgemize baktığımızda sulu bir kent ama sulu tarımda yine en büyük sorunlarımız arasında… Bu konuya siz nasıl bakıyorsunuz?

Z. DİŞKAYA: Suyu bol olan ama suya hasret kalmış bir iliz. Bugüne kadar böyle geldik. Bu iş çok uzadı. Bunun da sorumlusunun sivil toplum olduğunu düşünüyorum, siyasileri suçlamıyorum. Eğer sivil toplum kıyameti koparsaydı yatım mecbur gelirdi, siyasiler mecbur çalışırdı. Biz onları zorlamazsak yatırım alamayız. Durmadan dedikodu yaparsak, zamanımız dedikodu yapar geçer. Ama durmadan yetkilileri yatırıma zorlarsak, onları afişe edersek, deşifre edersek, her toplantıda “sayın vekil Koçali ne oldu?” derseniz, o yatırım hızlı bir şekilde gelir. Ama bunun yerine her toplantıda “sayın vekil, Allah ömrümü alsın sana versin” denirse Allah ömrünüzü alıp, onlara verir. Onlar da böyle yapar. Suç burada! Ben böyle görüyorum. Geciktik. Bu barajların süratle bitirilmesi lazım. Ben Sayın Ahmet Aydın’ın bugün ki şartlarda ilin tek şansı olduğu kanaatindeyim. Sayın Aydın’ın bari seçime kadar kalan bu süre içerisinde Adıyaman için çok yoğun bir şekilde çalışması ve projeler içerisinde boğulması lazım. Sivil toplumda sorumluluk taşıyanların da Ankara’yı yol etmesi lazım. İstekleri gerçekleşene kadar oradan gelmemesi lazım. Bu barajların, sulama kanallarının bitmesi lazım. Sene de iki ürün üretmemiz lazım.

KORKUT: STK başkanları sonuçta kendileri gelmiyorlar, onları da seçen bir topluluk, kitle var. Seçici olan bizlere bir mesajınız olur mu?

Z. DİŞKAYA: İnce eleyip, sık dokusunlar. Ahbap-çavuş ilişkisiyle sakın oy vermesinler. Becerikli düşmanını, beceriksiz kardeşe tercih etsinler. Bu kadar açık. Ne zaman tercihler bu yönde yapılmaya başlanırsa işte o zaman Adıyaman hak ettiği hizmetlere kavuşur. Ölçü budur. Suç bizim, seçen biziz. Kimse paraşütle inmiyor o makama.

Sözlerimi tamamlarken şunlara bir kez daha vurgu yapmak istiyorum: Planlama ilin en büyük sorunlarında birinci ya da ikinci sırasında yer alır. Planlama çok önemlidir. Bunu daha önceki birçok açıklamalarında da ifade etmiştim. Planlama olmadan olmaz ama maalesef bizim birçok anlamda planlamamız yok. Örneğin, Adıyaman olarak teşvikte 6. bölgeye alındık ancak ilimize gelecek yatırımcılara verecek bir yerimiz yok. OSB tıka basa dolu. Yani 6. bölgenin nimetlerinden yararlanamıyoruz. Niye arazi olmadığı için yatırım alamıyoruz. Yazık. Olabilir, bir OSB yoktur belki ama bari bir hazine arazisi verin o yatırımcıya. Bizim daha elimizde sağlıklı bir hazine arazisi envanteri bile yok. Kısacası planlama eksikliği, ilin istendiği noktaya gelmesindeki en büyük engellerden birisi.

Bir cemiyet başkanı olarak da sözlerimi basın ile ilgili konulara değinerek tamamlamak istiyorum. Basınımız kamuoyu oluşturma konusunda bence üzerine düşeni yapıyor ancak hak ettiği değeri görmüyor. Yetkili kurumlar ve vatandaşlarımız destek vermeyince onlarında yaptıkları eksik kalabiliyor. Basın bir nimet, köyün delisi basın. Basının yeterince desteklenmesi lazım.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —