CHP İLÇE BAŞKANI BULUŞ; “ADIYAMAN HAYVANCILIĞININ SONU”
ADIYAMAN çiftçisinin içler acısı hali bölgenin iklim koşullarının yanında hükümet yetkililerinin buradaki çiftçiyi sahipsiz bırakmasından kaynaklanmaktadır. Bir yerde tarım ve hayvancılığın sürdürülebilmesi için bu iş ile uğraşan insanların azami miktarda da olsa bir kâr elde edebilmeleri ve yaşamlarını devam ettirebilecek koşullara sahip olmaları ile mümkün olabilmektedir. Gelmiş geçmiş hükümetler arasında, çiftçiye hayvanlarını sattırıp, tarlalarını boş bıraktıran ya da tarlasını evini köyünü geride bırakıp şehirde işsizlikle boğuşmaya mahkum eden AKP hükümeti.
AKP Hükümeti, çiftçisine değer vermediğini en başta tarım ve hayvancılıktan anlamayan bakanları bu göreve getirmekle göstermiştir. Bir tıp doktorunun bir işletme mezununun ülkenin tarım ve hayvancılığına kazandıracak hiçbir şeyin olmadığını, batıracağını, bitireceğini kendilerinin de çok iyi bilmelerine rağmen; yine de bu alışkanlığından vazgeçmemektedir. Ülkemizin tarım ve hayvancılığını kendi keyfi emelleri ve rant sevdalarına kurban etmekten vazgeçmemişlerdir.
2002-2021 yıları arasındaki bu hükümet döneminde, dışa bağımlı bir tarım politikası güdülmüştür. Dolayısıyla ithal çılgınlığından vazgeçmediğimiz sürece, ne işsizliğin önüne geçebiliriz, ne de dışa bağımlılıktan kurtulabiliriz. Çözüm yerli üretimin ve üreticinin desteklenmesidir. Bunu yaptığınız zaman yerli ve milli olursunuz
Bu kadar yerli, bu kadar milli Tarım Bakanını da ilk kez görmüş olduk. Bakalım daha neler göreceğiz, hangi ithal tarım ürünlerini yiyip içeceğiz? Hayvanlarımıza; samanı, insanlarımıza ise; pirinç, buğday, mercimek, mısırı ithal olarak yedirten hükümetimiz, yakında köylü ve çiftçilerimiz için de, ‘Taş yesinler’ diyerek, ithal taş mı getirecekler?
ADIYAMAN ve ülkemizin tarım ve hayvancılık politikaları ayrılmaz bir bütündür. Tarım politikasında en ufak bir girdi maliyetindeki artışın hayvancılığa etkisi kat ve kat olarak yansımaktadır. 2020-2021 yılı çiftçilerimizin ahırlarını boşalttığı, tefecilere, bankalara, gübre Bayilerine, tarım aletleri satış yerlerine, yakıt istasyonlarına, yem fabrikalarına, veteriner kliniklerine birikmiş olan borcunu ödeyemediği bu açığını kapatmak için kara kara düşündüğü bir yıl olmuştur.
Yem, ilaç, yakıt fiyatlarına haftada bir zam yapılmakta, 50TL’ye satılan yemin torbası 160-170 TL, 30 TL’ye satılan bir kutu ilaç 80-90 TL, İktidara geldiğinde 1.5Tl olan yakıt 7-8 TL’ye çıkmış bulunmaktadır.
Tarım ve orman il müdürlükleri zorunlu bulundukları koruyucu hekimlik uygulamalarını keyfi sebeplerle yerine getirememektedir. Küpeleme, kayıt, ücretsiz aşılamak görevini yerine getiremeyip çiftçiye yardımcı olmak yerine çiftçiyi bezdirip destekleme paralarını almalarına engel olmaktadır. Ülkemizde aşı ve ilaç üreten firmaların yeteri kadar olmayışı çiftçiyi ithal gelen çok yüksek fiyatlı ürünleri kullanmaya mecbur bırakıp kazançlarını bitirmektedir. Piyasada sahte ilaç satan veteriner hekim veya ziraat mühendisi olmayan kişiler denetlenmemekte ve bu kişileri şikâyet edecek merciler ya bulunamamakta ya da olanlar bu şahıslara göz yummaktadır. En ucuz girdi kalemi olan samanın fiyatı biçerdövercilerin tekeline bırakıldığı için yer yer 1,5-2 TL’yi geçmektedir. Mera alanları birilerine peşkeş çekildiği için hayvanların tüketebileceği tek kaba yem saman onunda fiyatı bu denli yüksek olduğu için çiftçi alamamakta ve hayvanını satmaktadır. Bu nedenle köyden kente göçün önünü alamayacak. Ulu önder ATATÜRK’ün milletin efendisi diye gösterdiği köylü vatandaşlarımızın yok oluşunu hep birlikte göreceğiz…
CHP İktidarında çiftçilik, hayvancılık yapan vatandaşlarımızın sorunları çözüme kavuşacaktır.
Hüseyin BULUŞ
CHP Adıyaman Merkez İlçe Başkanı