'Değerli Adıyamanlılar, değerli hemşehrilerim, fukara halkın ekmek derdi bitmezmiş. Bizim de maalesef Adıyaman'da ekmek davamız, ekmek derdimiz hiç bitmiyor. Değerli hemşehrilerim, değerli halkımız, 6 Şubat depremlerinde biz canımızı, malımızı, ekmek teknelerimizi, canlarımızı kaybettik. Ama ne oldu? Yığılmadık, yıkılmadık, çalışmaya devam ettik. İmkanı bulanlar gurbete gitti. Gidemeyenler burada, bu yıkık şehrin ortasında hayat ağacına tutunmaya devam etti. Direnmeye devam etti. İşte Balıkesir Çarşısı'ndaki esnafın da ahvali budur. Ekmek sahibi olmak için direnenlerin çarşısıdır. Devlet ne dedi? Dedi ki, 'Balıkesir Belediyesi bu çarşıyı yaptı. Siz de gelin kardeşim, memleketinizi terk etmeyin. Burada ekmeğinize tutunun. Çoluğunuza, çocuğunuza ekmek götürün dedi. Peki ne oldu? Sonra işte rant var ya rant, o rant kapısı var ya, yine bazı dinozorların rant kapısında bekleyenlerin iştahını kabarttı. Ne olmuş efendim? 'Buraya ödenek çıktı, biz buraya okul yapacağız' denildi. Kardeşim, bu çarşının hemen arkasında beş dönüm yer var. Yapacaksan okulunu oraya yap. Ama rant, rant her şeyin önüne geçer. Peki, 'karda kışta, soğukta ne yaparsan yap, bu dükkanları boşalt, çık git' diyorsun esnafa. Biz şekavet, yani eşkıyalık anlayışını reddediyoruz. Sen karda kışta Adıyaman esnafını dükkandan çık git diyemezsin.